HZ. MUHAMMED’İN HAYATI BÖLÜM 3

(DİYANET KAYNAKLARINDAN ÖZET)

PEYGAMBERLİĞİ

Baskılar

  • Müslümanlar sayı ve güç olarak zayıftı.
  • Kâbe’de topluca bulunmuyorlardı.
  • Mekke’nin uzak vadilerinde ve Darülerkam’da toplanıyorlardı.
  • Müslümanlara silahla karşılık verme izni henüz yoktu.
  • Hz. Peygamber sabredin diyordu.
  • Sabredenlere kurtuluşu ve cenneti müjdeliyordu.
  • Hz. Ebu Bekir gibi zengin Müslümanlar köle ve cariyeleri satın alarak sürece destek oluyordu.

Habeşistan’a Hicret 615

  • Saldırılar artınca Peygamberimiz Habeşistan’a hicret etmeyi önerdi.
  • Habeşistan kralı NECAŞİ adaletli bir yöneticiydi.
  • Orada can güvenliği ve inanç hürriyeti vardı.
  • Peygamberimiz şöyle dedi:

“Eğer isterseniz Habeşistan’a gidin. Çünkü orada ülkesinde hiç kimseye zulmetmeyen bir hükümdar iş başındadır. Orası doğruluk ve dürüstlük ülkesidir. Allah bir kolaylık verinceye kadar orada kalın.”

  • 11 erkek 4 kadından oluşan kafile, 615’te Habeşistan’a hareket etti.
  • Kafilede yer alanlardan bazıları: HZ. OSMAN ve eşi; Peygamberimizin kızı RUKIYYE, ZÜBEYR B. AVVÂM, MUS’AB B. UMEYR, ABDURRAHMAN B. AVF, EBU SELEME ve eşi ÜMMÜ SELEME.
  • Bir yıl sonra ikinci kafile de gitti.
  • Kureyşliler bu durumdan rahatsız olmaya başladı. Habeşistan’a bir heyet gönderdiler. Ve Müslümanların Mekke’ye iadesini istediler.
  • Kral Necaşi bu isteği hemen yerine getirmedi. İki tarafı da dinlemek istedi ve Müslümanların temsilcisini çağırdı. Hicret eden Müslümanlar adına Ca’fer b. Ebu Talib söz aldı:

“Ey Hükümdar! Biz cahiliyye karanlıkları içinde yüzen bir kavimdik. Putlara tapar, ölü hayvan eti yer, günah işlerdik. Akrabalarla ilişkiyi keser, komşulara kötü davranırdık. Aramızda güçlü olanlar zayıfları ezerdi. Allah bize aramızdan soyunu, doğruluğunu, güvenilirliğini ve iffetini bildiğimiz bir elçi gönderinceye kadar bu şekilde yaşamaya devam ettik. Allah’ın elçisi, bizi tek Allah’a inanmaya, O’na ibadet etmeye, bizim ve atalarımızın O’nun dışında ibadet ettiğimiz putları ve taşları terk etmeye davet etti. Bize doğru söylemeyi, emaneti yerine getirmeyi, akrabaları ziyaret etmeyi, komşulara iyi davranmayı, haramlardan sakınmayı ve insanları öldürmemeyi emretti. Bize kötü ve günah fiiller işlemeyi, kötü söz söylemeyi, yetimlerin mallarını yemeği, iftira etmeyi yasakladı. Allah’a ibadet etmeyi ve O’na herhangi bir şeyi ortak koşmamayı, namaz kılmayı, zekat vermeyi ve oruç tutmayı emretti. Onu tasdik ettik, ona inandık ve Allah’tan getirdiği mesajlar doğrultusunda ona uyduk. Böylece sadece Allah’a ibadet ettik ve O’na hiçbir şeyi ortak koşmadık. Bize haram kıldığını haram, helal kıldığını helal kabul ettik. Yüce Allah’a ibadetten ayrılıp eskisi gibi putlara tapmamız ve daha önce helal gördüğümüz kötülükleri helal görmemiz için kavmimiz bize düşmanlık yaptı. Bizi işkencelere maruz bıraktılar ve dinimizi terk etmemiz hususunda baskı yaptılar. Mekkeliler bize zulmedince ve baskılarını artırıp dinimizi yaşamamıza izin vermeyince senin memleketine geldik. Birçok hükümdar arasından seni seçtik ve sana komşu olmayı tercih ettik. Senin yanında zulme uğramayacağımızı umarak geldik ey hükümdar!”

  • Necaşi Mekkeli müşriklerin isteğini kesin bir dille reddederek Müslümanları himaye etti.
  • Birkaç yıl sonra Müslümanların bir kısmı Mekke’ye döndü. Bir kısmı ise daha sonra Peygamberimiz Medine’ye hicret edince oraya gitti.

CA’FER B. EBÛ TÂLİB KİMDİR?

  • Hz. Peygamber’in amcasının (EBU TALİB) oğlu, Mûte Savaşı kumandanlarından, sahâbî.
  • 590’da Mekke’de doğdu.
  • Hz. Ali’nin öz kardeşi, ondan on yaş büyük.
  • Ebû Tâlib’in çocuklarının fazla oluşu sebebiyle geçim sıkıntısı çektiği sırada yükünü hafifletmek üzere Hz. Peygamber Ali’yi, amcası Abbas da Ca‘fer’i yanına almıştı. Bu sebeple Ca‘fer’in gençlik yılları amcası Abbas’ın yanında geçti.
  • 25 veya 32. Müslüman olduğu da söylenmektedir.
  • Mekkeli müşriklerin Müslümanlara eziyet ve işkenceleri artınca Ca‘fer hanımı Esmâ bint Umeys ile birlikte Habeşistan’a hicret eden ikinci kafileye katıldı ve Hz. Peygamber tarafından bu kafileye başkan tayin edildi.
  • Oğlu Abdullah Habeşistan’da dünyaya geldi ve orada doğan ilk Müslüman olarak anıldı.
  • 8 (629) yılında Suriye’ye gönderilen orduya Hz. Peygamber Zeyd b. Hârise’yi kumandan tayin etti. Eğer o şehid edilirse Ca‘fer b. Ebû Tâlib’in, o da şehid düşerse Abdullah b. Revâha’nın orduya kumanda etmesini istedi. Mûte’de düşmanla karşılaşan İslâm ordusu şiddetli muharebede ardı ardına bu üç kumandanını da kaybetti. Zeyd b. Hârise’nin şehid düşmesinden sonra idareyi alan Ca‘fer b. Ebû Tâlib düşman üzerine kahramanca hücum ederek şehid oldu; bu arada iki kolu da kesildi. 
  • Hz. Peygamber, yüce Allah’ın Ca‘fer’in kesilen iki koluna karşılık iki kanat ihsan ettiğini ve onlarla cennette uçtuğunu haber vermiştir. Bu sebeple kendisine “tayyâr” (uçan) ve “zü’l-cenâheyn” (iki kanatlı) lakapları verilmiştir.
  • Kırk yaşında şehid olan Ca‘fer hem Habeşistan’a hicret ettiği hem de buradan dönüşünde kendi baba yurdu olan Mekke’ye değil doğrudan Medine’ye gittiği için “zü’l-hicreteyn” ve ashabın muhtaçlarını, fakirlerini daima gözettiğinden dolayı “ebü’l-mesâkîn” lakaplarıyla da anılıyordu. Ebû Hüreyre, Hz. Peygamber’den sonra en cömert olarak Ca‘fer’i gösterir.

NECÂŞî KİMDİR?

  • Muhacirleri himaye eden ve Hz. Peygamber’in davetini kabul edip Müslüman olan Habeşistan kralı.

HZ. HAMZA VE HZ. ÖMER

            Hz.Hamza

  • Hz. Hamza, Peygamberimizin amcasıdır.
  • Peygamberimizden sadece birkaç yaş büyüktür.
  • Henüz Müslüman olmamışken Peygamberimize yapılan zulümlere üzülüyordu.
  • Bir gün EBU CEHİL’in Peygamberimize hakaret ettiğini işitti, Ebu Cehil’in yanına gitti. Elindeki yayla ona vurup şöyle söyledi:

“İşte ben de Muhammed’in dinini kabul ediyorum, hadi bana da söv bakalım. Cesareti olan varsa gelsin dövüşelim.”

  • Böylece Müslümanlığını da ilan etti.

Hz. Ömer

  • Hz. Ömer hem okuma hem yazma bilen nadir insanlardandı.
  • İslâm’a karşıydı. Peygamberimize de öfkeliydi.
  • Peygamberimizi öldürmesi için Hz. Ömer’i dolduruşa getirdiler. O da öldürmeye karar verdi.
  • Hz. Ömer kılıcını kuşandı, yola koyuldu.
  • Bu sırada Peygamberimiz dua etmişti: “Yarabbi Ömer’i bana nasip eyle!”
  • Hz. Ömer yolda, Müslüman olan ama bunu gizleyen NUAYM ile karşılaştı.
  • Nuaym, Hz. Ömer’e nereye gittiğini sordu, şöyle cevap aldı: “Kureyş’in bütünlüğünü bozan, ilahlara hakaret eden Muhammed’i öldürmeye gidiyorum.”
  • NUAYM da engel olmak için şöyle dedi: “Sen önce kendi eniştene ve kız kardeşine bak, onlar da Müslüman oldu.”
  • Hz. Ömer öfkeyle eve gitmeye karar verdi.
  • Evde Kur’an okunuyordu.
  • Hz. Ömer hışımla kapıyı vurdu. Biraz sonra kardeşi çıktı. Hz. Ömer kim var içeride diye sordu. Kardeşi sadece enişten var diye cevapladı. Ama Hz. Ömer bir ses duyduğunu söyledi ve inanmadı.
  • O okuyan adamı çıkartırlarsa hiçbir şey yapmayacağını vaat etti. Kardeşi de “Ömer yalan konuşmaz.” dedi.
  • Tâhâ Suresi’nin yazılı olduğu kâğıdı getirip okudular.
  • Hz. Ömer titremeye başladı. Şunu versene, dedi. Abdestin yok veremeyiz, dediler.
  • Hz. Ömer bunun üzerine abdest almayı öğrenip abdest aldı ve ayetleri okudu.
  • Bu asla insan sözü olamaz, bu Allah’ın sözü, dedi ve o an karar verdi. Öldürmeye gideceği Peygamberimize biat etmek üzere yola çıktı.
  • Peygamberimize haber verdiler; “Ya Rasulallah Ömer geliyor.”
  • Peygamberimiz “Gelsin.” diye cevap verdi.
  • Ama kılıcı da var, dediler.
  • Peygamberimiz yine “Gelsin.” diye cevap verdi.
  • Hz. Ömer kılıcıyla girdi içeri. Hz. Muhammed’e kılıcını sunarak “Bu kılıç emrine amadedir, ne yapayım söyle!” dedi.
  • Peygamberimiz Hz. Ömer’e şahadet getirtti.
  • Hz. Ömer; “Kabul ettin mi?” diye sordu.
  • Peygamberimiz de “Allah kabul etti.” diye cevapladı.

BOYKOT

  • Peygamberimizi himaye eden iki kabile vardı: HAŞİMOĞULLARI ve MUTTALİBOĞULLARI.
  • Kureyşliler bu iki kabileyi düşman ilan etti.
  • Kız alıp vermeyi ve alışverişi kestiler.
  • Bu şartları da Kabe duvarına astılar.
  • Ebu Talib akrabalarını boykottan korumak adına EBU TALİB MAHALLESİ kurdu.
  • Ebu Leheb ve oğulları hariç iki kabileden Müslüman olan olmayan herkes buraya taşındı.
  • Boykot 3 yıla yakın sürdü.
  • Ebu Talib ve Hz. Hatice servetlerini harcadılar bu süreçte.
  • Müşrikler ticaret ve alışverişte zorluk çıkartıyor, fiyat yükseltiyorlardı.

HÜZÜN YILI – SENET’ÜL-HÜZN – MİLADİ 620 –

  • EBU TALİB Peygamberimizi her zaman desteklemişti ve onu himaye etmişti.
  • Ebu Talib ve Hz. Hatice üç gün arayla vefat ettiler.
  • Onların ölümü Peygamberimizi ve Müslümanları çok sarstı.
  • Bu yıla Hüzün Yılı adı verildi.
  • Ebu Talib vefat edince Haşimoğullarının başkanı Ebu Leheb oldu.

İSLÂM’A DAVET DEVAM EDİYOR

  • Kureyşliler düşmanlığa devam ediyordu.
  • Ebu Talib ve Hz. Hatice’nin ölümüyle müşrikler cesaret bulmuştu.
  • Mekke’de herkes artık tebliğden haberdardı.
  • Peygamberimiz artık daha da uzağa ulaşmak istiyordu.
  • Peygamberimiz, ZEYD B. HARİSE ile TÂİF’e gitti.

TÂİF: Mekke’nin doğusunda Hicaz Bölgesinin en önemli şehirlerinden biri. Tarih boyunca Mekke’nin sayfiye şehri olarak kullanıldı. Zengin su kaynakları var. Toprakları verimli. Mekke’nin Arabistan’da en önemli dinî merkez oluşundan duydukları rahatsızlık sebebiyle Tâifliler, Kâbe’ye karşılık içinde beyaz taştan Lât putunun bulunduğu bir mâbed inşa ettiler. Tâif, İslâm öncesi Arap toplumunda büyük saygı gören Lât putunun kutsal mekânı idi.

  • Peygamberimiz şehrin ileri gelenleri ile görüştü. İslâm’a davet etti.
  • Tâifliler bunu kabul etmediler.
  • Kureyşlilerle Taifliler arasında ticaret ve akrabalık bağı vardı. Bozulmasını istemiyorlardı.
  • Tâifliler şehrin alt tabakasındaki insanlara, Peygamberimizi ve Zeyd’i taşlamalarını söylediler.
  • Atılan taşlar Peygamberimizin ayaklarını kanattı.
  • Peygamberimiz ve Zeyd bir üzüm bağına sığındılar. Saldırganlar arkada kaldı.
  • Peygamberimiz ellerini açıp dua etti. Allah’a sığındı. Tövbe etti.
  • Bu arada üzüm bağı sahibinin Hristiyan kölesi Addâs, Peygamberimize üzüm ikram etti.
  • Peygamberimizin Besmele ile yemesi üzerine Addâs merak etti, konuştular ve Addâs da Müslüman oldu.
  • Peygamberimiz Mekke’ye döndü.
  • Peygamberliğin 11. Yılında AKABE mevkiinde HAZREC kabilesinden altı Medineli ile görüştü. Hepsi Müslüman oldu. (Medine’de ilk Müslümanlar)
  • Onlar da Medine’de İslâm’ı anlatmaya başladılar.
  • Bu küçük Müslüman grubun Medine’de gösterdiği faaliyet sayesinde birçok kişi İslâmiyet’i kabul etti.
  • Bunlardan on Hazrecli ve iki Evsli verilen söz üzerine ertesi yıl Mekke’ye gelip Akabe’de Hz. Peygamber’le buluştular.

AKABE: Arap yarımadasında Akabe adını taşıyan birçok yer vardır. Akabe biatlarının yapıldığı yer ise Mekke’de Mescid-i Harâm’a yaklaşık 3 km. uzaklıkta ve Mina hudutları içindedir. Hac sırasında şeytan taşlanan Cemerât bölgesinde, Cemre-i Akabe ismiyle anılan büyük şeytanın taşlandığı yere yakın etrafı tepelerle çevrili küçük, kuytu bir vadidir. Bugün burada, Medineli Müslümanların Hz. Peygamber’e biat ettiğini hatırlatmak maksadıyla inşa edilmiş bir mescid bulunmaktadır.

1.AKABE BİATI

  • 621 yılında, Hac mevsiminde Medine’den 12 kişi geldi.
  • Peygamberimizle AKABE’de buluştular.
  • 10 kişi HAZREC Kabilesinden, 2 kişi EVS kabilesindendi.
  • Peygamberimiz İslâm’ı anlattı.
  • Onlardan İslâm’a uymaları konusunda söz aldı.
  • 12 kişinin biat ettiği konular şöyledir:
  1. Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmamak
  2. Hırsızlık yapmamak
  3. Zina etmemek
  4. Çocuklarını öldürmemek
  5. Yalanla kimseye iftira etmemek
  6. İyi olan hiçbir hususta Allah Resûl’une isyan etmemek.
  • Nübüvvetin on ikinci senesi (621) Zilhicce ayında Akabe’de yapılan bu biata Birinci Akabe Biatı denir.
  • Peygamberimiz, Medine halkına Kur’an’ı ve İslâm’ı öğretmesi için bu kafileyle birlikte MUS’AB B. UMEYR’i Medine’ye gönderdi.
  • İslâm gitgide yayılmaya ve Medine’de de Müslümanlar çoğalmaya başlamıştı.

2.AKABE BİATI

  • 622 yılında, Hac mevsiminde, 2’si kadın 75 Medineli Müslüman Mekke’ye geldi.
  • Yanlarında henüz Müslüman olmayanlar da vardı.
  • AKABE’de Peygamberimizle buluştular.
  • Peygamberimiz Kur’an’dan ayetler okudu.
  • Biatın şartlarını açıkladı:

Hicret ettiği takdirde kendisini canlarını, mallarını, çocuklarını ve kadınlarını korudukları gibi koruyacaklarına, rahat günlerde de sıkıntılı anlarda da ona itaat edeceklerine, bollukta da darlıkta da gerekli malî yardımları yapacaklarına, iyiliği emredip kötülüğe engel olacaklarına, hiç kimseden çekinmeden hak üzere bulunacaklarına ant içip biat etmeye davet etti. 

  • Medineliler her şeyi kabul etti.
  • Hz. Peygamber’in emri üzerine, Peygamber’le aralarındaki irtibatı sağlayacak on iki temsilci (nakib) seçtiler. Bu anlaşmaya da İkinci Akabe Biatı denildi. 

ÖNEMLİ NOT: Burada yazılanlar şahsi kanaat ve kulaktan dolma bilgiler değildir. Kitaplardan çıkartılan özetlerdir. KAYNAK: HZ. MUHAMMED’İN HAYATI, PROF. DR. CASİM AVCI – MEVLANA İDRİS, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI; TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: