HZ. MUHAMMED’İN HAYATI BÖLÜM 5

(DİYANET KAYNAKLARINDAN ÖZET)

Ebû Eyyûb El-Ensârî

  • Hicret sırasında Hz. Peygamber’i Medine’de evine misafir eden ve Türkiye’de “Eyüp Sultan” unvanıyla anılan sahâbî.
  • Ebû Eyyûb “Mihmandâr-ı Nebî” unvanıyla anılır.
  • Evi İslâmiyet’in öğretildiği bir mektep durumundaydı.
  • Hazrec kabilesinin Neccâroğulları kolundandır. 
  • Hicretten iki yıl kadar önce hanımı Ümmü Eyyûb ile birlikte Müslüman oldu ve ensardan İslâmiyet’i ilk kabul edenler arasında yer aldı. 
  • Nübüvvetin 13. yılında yapılan İkinci Akabe Biatı’nda bulundu (622). 
  • Hz. Peygamber’le birlikte Bedir, Uhud, Hendek, Hayber, Mekke’nin fethi ve Huneyn başta olmak üzere bütün gazvelere katıldı. 
  • Vahiy kâtiplerindendir.
  • Katıldığı seferlerin sonuncusu Müslümanların ilk İstanbul kuşatması oldu. 
  • Kuşatma devam ederken hastalanarak 49 (669) yılında vefat etti. Ancak 50 (670), 52 (672) veya 55 (675) yıllarında öldüğü de ileri sürülmüştür.

YESRİB (MEDİNE)

  • Peygamberimiz hayatının son 10 yılını burada geçirdi.
  • Hicret edince şehrin adını değiştirdi ve TAYBE (güzel, hoş anlamında) koydu.
  • Şehre MEDİNETÜ RESÛLİLLAH (Allah Resûlü’nün Şehri) da dendiği için şehrin kalıcı ismi MEDİNE oldu.
  • Mekke’den sonra ikinci kutsal şehirdir.
  • Peygamberimiz ve dört halife devrinde başkentti.
  • Peygamber camii olan MESCİD-İ NEBEVî ve Peygamberimizin kabri olan RAVZA-İ MUTAHHARA (Temiz Bahçe) Medine’dedir.

Hicretten önce Medine’de:

  • Parçalı bir toplum yapısı vardı.
  • Yahudiler üç, Araplar iki kabile hâlinde yaşıyorlardı.
  • Yahudi Kabileleri: Kaynukâ, Nadîr ve Kurayza.
  • Arap Kabileleri: Hazrec ve Evs.
  • Kabileler arası savaşlar eksik olmuyordu.
  • Kan davaları toplum huzurunu bozuyordu.
  • Yahudilik ve putperestlik yaygındı.

Hicretten sonra Medine’de:

  • Peygamberimiz Medine’yi yeniden düzenledi.
  • Kabileler arası barışı sağlayacak düzenlemeler yaptı.
  • Medine Hicretten sonra farklı inançların barış içinde yaşadığı bir şehre dönüştü.

Mescid-i Nebevî

  • Peygamberimizin Medine’de ilk yaptığı işlerden biri mescid inşa etmekti.
  • Medine’ye girişinde devesinin ilk çöktüğü yeri mescid inşası için seçti.
  • Arazi Sehl ve Süheyl isimli iki yetim kardeşindi.
  • Onlar araziyi bağışlamak istediler.
  • Peygamberimiz bunu kabul etmedi.
  • Hz. Ebû Bekir 10 dinar ödedi ve mescid yapımına başlandı.
  • Mescidin temeli ve alt kısmı taş, üst kısmı kerpiç malzeme ile yapıldı.
  • Hurma ağaçları sütun olarak kullanıldı.
  • Çatı, hurma dallarıyla ve yapraklarıyla kapatıldı.
  • Yapımı yedi ay sürdü. İnşasında Peygamberimiz de çalıştı.
  • Mescidin üç kapısı vardı ve kıble Kudüs’tü.
  • Mescidin bitişiğinde Suffe adı verilen hurma dallarıyla örtülü bir gölgelik yapıldı.
  • SUFFE, fakir, kimsesiz Müslümanlara ayrıldı.
  • İlim öğrenmek isteyen sahabiler de burada barındı.
  • Burada barınanlara EHL-İ SUFFE veya ASHÂB-I SUFFE denilmiştir.
  • Mescidin bitişiğine bazı odalar yapıldı. Bu odalar Peygamberimiz ve ailesine ayrıldı.
  • Odaların duvarları kerpiç, çatı hurma dalları ve yapraklarındandı.
  • Beş vakit namaz ve Cuma namazları bu mescidde kılınıyordu.
  • Müslümanların her türlü faaliyet merkezi bu mesciddi.
  • Eğitim-Öğretim de burada yapılıyordu.
  • Siyasî-askerî gelişmeler de burada konuşuluyor ve kararlar alınıyordu.
  • Kabile heyetleri, elçiler ve misafirler burada ağırlanıyordu.
  • Peygamberimiz nazil olan ayetleri burada tebliğ ediyordu.
  • Burası Medine’nin sağlık, eğitim, adalet ve yönetim merkeziydi.

MUÂHÂT – ENSAR VE MUHACİR KARDEŞLİĞİ

  • Mekkeli Müslümanlar Medine’ye hicret ederken her şeyi geride bırakmışlardı.
  • Medine’de bazı zorluklar yaşadılar.
  • Peygamberimiz Hicret edenlerle (muhacir), Medineliler (ensar: yardım edenler) arasında kardeşlik ilan etti.
  • Her Mekkeli ile bir Medineli kardeş olmuştu. Buna MUÂHÂT adı verilmiştir.
  • Peygamberimiz bu kardeşliği birtakım özellikleri dikkate alarak yapmıştı.
  • Medineli Ensar ile kardeşi Mekkeli Muhacir birlikte çalışacak ve ortak kazanacaklardı.
  • Medineliler evlerini, yiyeceklerini ve tüm varlıklarını kardeşleriyle paylaştılar.

ENFÂL SURESİ – 74 ve 75. AYET:

“İman edip hicret edenler, Allah yolunda cihat edenlerle onlara kucak açıp yardım eden Ensar var ya işte gerçek müminler bunlardır. Onlar için mağfiret ve bol rızık vardır.”

  • Peygamberimiz Medine’de EVS VE HAZREC arasında 120 yıllık savaşı da kardeşliğe dönüştürmüştü.
  • Peygamberimiz Müslümanlar arasında selamın yayılmasını, fakirin gözetilmesini, akraba ziyaretini ve gece namazı kılınmasını istemiş, bunları yapanları CENNET’le müjdelemiştir.

MEDİNE SÖZLEŞMESİ

  • Medine’de Müslümanların yanı sıra; Yahudi ve Müslüman olmayan Araplar vardı.
  • Peygamberimiz önce Müslümanlar arasında birliği sağladı.
  • Sonra da bütün etnik ve inanç gruplarını kapsayan MEDİNE SÖZLEŞMESİ ile barışçı, dayanışmacı ve idari bir yapılanma başlattı.
  • Medine bir şehir devleti olarak Peygamberimiz önderliğinde kurulmuş oldu.
  • Bu sözleşme ile Müslümanların dinî, siyasî ve sosyal açıdan varlığı kabul edildi.
  • Bazı yazarlar bu sözleşme için “Yeryüzünün İlk Yazılı Devlet Anayasası” demektedir.
  • Sözleşme toplumdaki barış ve düzen açısından çok önemliydi.
  • Herkesin inanç, hak ve özgürlüklerini belirten temel bir anlaşmaydı.
  • Yaklaşık 50 maddeden oluşuyordu.
  • Medine Anayasası, Medine Vesikası, Medine Belgesi gibi isimlerle de anılır.
  • Medine’ye saldırı olması durumda Yahudi ve Müslümanlar birlikte savunacaktı.
  • Anlaşma ile şehirdeki ihtilaflarda adaletin yegâne kaynağının Allah olduğu kabul ediliyordu.
  • Medine’nin bir şehir devleti olarak kurulması da onaylandı.
  • Hz. Muhammed ise anlaşmazlıklarda yüksek hakemdi.
  • Peygamber efendimiz kurulan şehir devletinin başkanı olmuştu.
  • Zaman içinde Yahudiler ara sıra şartları ihlal ettiler. Peygamberimiz de her defasında onları uyardı.

KIBLENİN DEĞİŞMESİ

  • Hicretten sonra Müslümanları 16-17 ay kadar namazlarını Kudüs’e doğru kıldılar.
  • Hz. Peygamber Kâbe’nin kıble olmasını istiyordu.
  • Bir gün Benî Selime Mescidi’nde Peygamberimiz öğle veya ikindi namazı kıldığı sırada Allah’tan vahiy geldi ve kıble değişti.
  • Namazın ilk iki rekatı Kudüs’e, son iki rekatı Mekke’ye doğru yönelerek kılınmış oldu.
  • Bu sebeple o mescide MESCİD-İ KIBLETEYN (İki kıbleli mescid) adı verildi.

“Biz senin, yüzünü göğe doğru çevirdiğini elbette görüyoruz. İşte şimdi kesin olarak seni memnun olacağın kıbleye döndürüyoruz. Artık yüzünü Mescid-i Harâm tarafına çevir; nerede olursanız olun yüzünüzü o yöne çevirin. Kuşku yok ki kendilerine kitap verilenler bunun rablerinden gelmiş bir gerçek olduğunu elbette bilirler. Allah, onların yaptıklarından habersiz değildir.”(BAKARA SURESİ / 144.)

  • Bu değişiklikle Yahudiler ve müşrikler tenkit ve alaya başladılar.
  • Münafıklar ve müşrikler de Müslümanları sözlerle tereddüde düşürmeye çalıştılar.
  • Kur’an-ı Kerim bu dedikodu ve alay sahiplerini SÜFEHÂ (dar kafalı, beyinsiz) olarak nitelemiştir.

NAMAZ VE EZAN

  • Beş vakit namaz Hicretten önce Mi’râc Gecesi’nde farz kılındı.
  • Cuma Namazı Hicret sırasında farz kılındı.
  • Hicretin ikinci yılında Ramazan orucu farz kılındı.
  • Aynı yılın Ramazan Bayramından önce fıtır sadakası ile ilgili hükümler açıklandı.
  • Şevval ayının girmesiyle Peygamberimiz bayram namazı kıldırdı.
  • Zilhicce aynının onuncu günü de Kurban Bayramı namazı kılındı.
  • Namaz Mekke döneminde farz kılındığı halde Hz. Peygamber’in Medine’ye gidişine kadar namaz vakitlerini bildirmek için bir yol düşünülmemişti.
  • Bir süre namaz vakitlerinde sokaklarda “es-salâh es-salâh” (namaza namaza!) diye çağrıda bulunulduysa da bu yeterli olmuyordu. 
  • Bunun için çeşitli tekliflerde bulunulduysa da nâkūs Hıristiyanların, boru Yahudilerin, ateş Mecûsîlerin âdeti olduğu için Resûlullah tarafından kabul edilmedi.
  • Ancak bu sırada ashaptan Abdullah b. Zeyd b. Sa‘lebe’ye rüyada ezan öğretilmiş, Abdullah da ertesi gün Hz. Peygamber’e gelerek durumu haber vermişti.
  • Bunun üzerine Peygamberimiz Bilâl-i Habeşî’ye ezan cümlelerini öğretti.
  • Bu arada Hz. Ömer Resûlullah’a gelip aynı rüyayı kendisinin de gördüğünü, ancak Abdullah b. Zeyd’in daha erken davrandığını bildirmiştir.
  • Bilâl-i Habeşî, Neccâroğullarından bir kadına ait yüksek bir evin üstüne çıkıp ilk olarak sabah ezanını okudu
  • Daha sonra Mescid-i Nebevî’nin arka tarafına ezan okumak için özel bir yer yapıldı.

EZAN:

“Allāhü ekber” (Allah en büyüktür – dört defa)

“Eşhedü en lâ ilâhe illallah” (Allah’tan başka ilah olmadığına şehâdet ederim – iki defa)

“Eşhedü enne Muhammeden resûlullah” (Muhammed’in Allah’ın elçisi olduğuna şehâdet ederim – iki defa)

“Hayye ale’s-salâh” (haydi namaza – iki defa)

“Hayye ale’l-felâh” (haydi kurtuluşa – iki defa)

“Allāhü ekber” (Allah en büyüktür – iki defa)

“Lâ ilâhe illallah” (Allah’tan başka ilah yoktur)

Sabah ezanında, “Hayye ale’l-felâh”tan sonra iki defa, “es-Salâtü hayrün mine’n-nevm” (namaz uykudan hayırlıdır) sözü tekrarlanır ki buna “tesvîb” denilir.

  • Peygamberimiz Medine sınırlarını belirleyerek burayı harem bölge ilan etti.
  • Mekke gibi Medine haremi de can ve mal güvenliği bakımından dokunulmazdı.
  • Burada kan dökmek yasaktı.
  • Böylece Mekke ve Medine’ye HAREMEYN (iki harem bölgesi) denildi.
  • Peygamberimiz Medine Pazar yerini belirledi ve Müslümanlar rahatça alışveriş yaptılar.
  • Mezarlık için de Mescid-i Nebevî’ye yakın CENNETÜ’L-BAKî denilen yer belirlendi.

ÖNEMLİ NOT: Burada yazılanlar şahsi kanaat ve kulaktan dolma bilgiler değildir. Kitaplardan çıkartılan özetlerdir.

KAYNAK:

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI, PROF. DR. CASİM AVCI – MEVLANA İDRİS, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI;

TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: