(DİYANET KAYNAKLARINDAN ÖZET)

HENDEK SAVAŞI 627

- Müslümanlarla Mekkeli müşrikler ve müttefikleri arasında yapılan savaş (5/627).
- Savaşın ismi; MEDİNE’yi korumak amacıyla şehrin etrafına kazılan hendeklerden gelmektedir.
- Savaşın diğer adı AHZÂB (gruplar) Savaşı’dır. Nedeni ise; Mekke müşrikleri, Yahudiler ve İslâm düşmanı Arapların birleşerek saldırmasıdır.
- Bedir Savaşı’ndan sonra geçen üç yılda Yahudi kabileleri Medine Sözleşmesini bozdular.
- Yahudiler ve müşrikler Peygamberimizi öldürmeye bile kalkmışlardı.
- Sözleşmeye uymayan Yahudiler Medine dışına çıkarıldılar.
- Hicretin 4. yılında Medine’den kuzeye Hayber ve çevresine sürülmüş olan Benî Nadîr Yahudileri Müslümanlar için Suriye ticaret yolunun emniyeti bakımından tehdit oluşturmaya ve civar bölgelerde yaşayan halkı kışkırtmaya başladılar.
- Bir kısım Yahudi Hayber’e bir kısmı ise Suriye’ye gitmişti.
- Hendek Savaşı sırasında Medine’de Yahudi kabilesi olarak sadece Benî Kurayza kalmıştı.
- Bu savaş diğerlerinden farklı olarak bir savunma savaşıydı.
- Düşman tek bir kabile değildi.
- Düşman birlikleri 10 bin kişilik bir orduyla yola çıktılar.
- Durumu haber alan Peygamberimiz çok farklı bir strateji uyguladı.
- Düşmanın hücumuna açık olan Medine’nin kuzey kısmına hendek kazılmasına karar verdi.
- Peygamberimizle birlikte Müslümanlar birkaç hafta içinde hendeği kazdılar.
- Ölçüleri de Peygamberimiz belirlemişti. Yaklaşık 5,5 km. uzunluğunda, 9 metre genişliğinde ve 4,5 metre derinlikteydi.
- Süvarilerin hendeği geçmesi imkânsızdı. Düşenin de çıkması mümkün değildi.
- 10-12.000 kişiden oluşan düşman ordusu Medine’ye ulaştı ve karargâhını şehrin kuzeyinde Uhud Savaşı’nın yapıldığı alanda kurdu.
- Müslüman askerler 3000 kadardı.
- Peygamberimiz:
- Kadın ve çocukları kale ve hisarlara yerleştirdi.
- Sel’ dağının eteklerine karargâh kurdu. Ordunun yüzü hendeğe arkası dağa bakıyordu.
- Hendeğin zayıf noktalarına ve geçiş yerlerine nöbetçiler yerleştirdi.
- Komuta merkezi için bir Türk Çadırı kurdurdu.
- Düşman hendekle karşılaşınca şaşırdı. Bu bölgede böyle bir yöntem görmemişlerdi.
- Hendek birebir çarpışma imkânı vermiyordu. Ok ve taş atışları başladı.
- Düşman ordusu nöbetleşe hücum ediyor, Müslümanlar hem içeri sızmaya engel olmaya çalışıyor hem de hendek boyunca düşmanı etkisiz hâle getirmeye uğraşıyordu.
- Benî Nadîr’e mensup bir heyet, Medine’de oturan ve Müslümanlarla arası iyi olan Benî Kurayza Yahudilerine gidip onları Müslümanlara karşı hücuma geçmeye ikna etti. Durumu öğrenen Hz. Peygamber hemen tedbir aldı ve birkaç yüz kişiden oluşan iki birlik göndererek Yahudi mahallelerinin etrafını kuşattı.
- Bir gün Hz. Peygamber’in çadırı müşrikler tarafından yoğun biçimde ok yağmuruna tutulmuş, ancak ashabın ok ve taşlarla karşılık vermesi üzerine saldırı başarısızlıkla sonuçlanmıştı.
- Düşman ordusundan birkaç süvari hendeğin dar bir yerinden İslâm ordusunun bulunduğu tarafa geçtiler.
- Düşman ordusundan Amr b. Abdüved mübâreze için bir savaşçı istedi.
- Hz. Ali mübâreze için onun karşısına çıktı.
- Peygamberimiz Hz. Ali’ye kılıcını verdi ve sarığını sardı.
- Amr b. Abdüved Hz. Ali tarafından bir kılıç darbesiyle yere serildi. Hendeği geçenler de böylece geri çekildi.
- Nevfel b. Abdullah ise hendeğe düşerek öldü.
- Bu arada Hayber Yahudilerinin gönderdiği yirmi deve yükü yiyecek maddesi ve hayvan yemi Müslümanların eline geçti.
- Hava iyice soğumuştu. Hendek, savaşın uzamasına neden olmuştu. Müşrikler zorlanmaya başladılar.
- Kureyş ordusu kumandanı Ebû Süfyân, bu şartlar altında sonuç alınamayacağını anlayıp Mekke’ye dönmek üzere kuşatmayı kaldırdı; parayla tutulmuş askerler de çekilip gitmekten başka çare bulamadılar.
- Bu gazvede 6 Müslüman şehid oldu, 8 düşman askeri öldürüldü.
- Müslümanlar açısından da son derece zorlu bir mücadele olmuştu. Ahzâb Suresi’nde de bu zorluklardan bahsedilmiş ve bunun iman sınavı olduğu belirtilmiştir. Ayrıca Allah’ın Müslümanları görünmeyen ordularla desteklediği ifade edilmiştir. (Ahzâb / 9-12,25.)
- Hz. Peygamber bu gazveden sonra savaş taktiğini değiştirdi ve Müslümanlara saldırı hazırlığı içinde olan düşman kuvvetlerine onlardan daha erken davranıp hücum etmeye karar verdi.
- Kureyşli müşriklerin Medine’ye karşı saldırıları Hendek Gazvesi’yle son buldu.
HUDEYBİYE BARIŞI
- Mekkeli müşriklerin Medine İslâm Devleti’ni resmen tanıdıklarını gösteren belgeyi imzaladıkları barış antlaşması (6/628)
- Hicretten beri Müslümanlar Mekke’yi özlüyordu.
- Kâbe özlemi de bir o kadar büyüktü.
- Müslümanlar için Mekkeli müşrikler ve çevredeki Yahudi kabileleri her zaman için tehdit durumundaydı.
- Efendimiz rüyasında Kâbe’yi tavaf ettiğini gördü ve Mekke’ye gitmeye, umre yapmaya karar verdi.
- Ashabından hazırlanmalarını istedi.
- Müslümanlar bu karara çok sevindiler ve Zilkade 6 (Mart 628) tarihinde 1500 kişi Medine’den Mekke’ye yola çıktılar.
- Müslümanlar umreye niyet etmiş, ihramlarını giymişlerdi.
- Yanlarına 70 adet kurbanlık deve almışlardı.
- Savaş amacı yoktu, yanlarında sadece yolcu kılıcı vardı.
- Peygamberimiz ve beraberindekiler Mekke’ye 17 km. uzaklıkta HUDEYBİYE’de konakladı.
- Kureyşliler haber aldılar. Savaş amacı olmasa da üzerlerine Hâlid b. Velîd komutasında 200 kişilik bir ordu gönderdiler.
- Hz. Peygamber Kureyşlilere bir elçi yolladı. Fakat elçiyi çok kötü karşıladılar, hatta öldürmek istediler.
- Bunun üzerine Peygamberimiz, Kureyşliler arasında pek çok akrabası bulunan Hz. Osman’ı elçi gönderdi.
- Mekkeliler Hz. Osman’a; Müslümanların girişine izin vermeyeceklerini ama isterse kendisinin Kâbe’yi tavaf edebileceğini söylediler.
- Hz. Osman Peygamberimiz olmadan tavaf etmeyeceğini söyleyince onu tutukladılar.
- Bu haber Peygamberimize, Hz. Osman’ın öldürüldüğü şeklinde ulaştı.
- Buna çok üzülen Peygamberimiz ashabından kanlarının son damlasına kadar müşriklerle savaşacaklarına dair biat aldı.
- Bu biata Fetih Suresi’nde belirtildiği üzere (Fetih Suresi / 18.) “Allah’ın razı olduğu biat” anlamında BEY’ATÜRRIDVAN denildi.
- Ayrıca bu biat SEMURE denilen çöl ağacının altında yapıldığından BEY’ATÜ’Ş-ŞECERE (ağaç altında yapılan biat), biat edenlere de ASHÂBÜ’Ş-ŞECERE (ağaç altında biat edenler) adı verilmiştir.
- Kureyşliler bunu duyunca Hz. Osman’ı serbest bıraktılar.
- Ardından da Süheyl b. Amr başkanlığında bir heyeti barış için Peygamberimize gönderdiler.
- Müzakereler yapıldı.
- Hz. Ali antlaşmayı kaleme aldı ve Peygamberimiz ile Mekke adına Süheyl b. Amr imzaladı.
- Anlaşmaya göre Müslümanlar şimdi geri dönecek bir yıl sonra umre için gelebilecek ve üç gün kalabilecekti. Mekkeli biri Peygamberimizin yanına kaçarsa velisi isteyince geri verilecek, bir Müslüman Mekke’ye kaçarsa iade edilmeyecekti. Barış on yıl sürecekti. Taraflardan birinin ittifak dışı başka kabilelerle savaşa girmesi hâlinde diğeri pasif kalacaktı. İki taraf, hakimiyetinde bulunan toprakları güven içinde tutacaktı. Diğer Arap kabileleriyle iki taraf da ittifak yapabilecekti. Bu şartlara tarafların müttefikleri de uyacaktı.
- Hz. Ömer dahil ashap bu anlaşmaya tepki göstermekle birlikte Resûlullah anlaşma şartlarını kabul ettiğini söyleyince herkes bağlılığını bildirdi.
- Bu antlaşma İslâm tarihinde bir dönüm noktası oldu.
- Peygamberimiz ve ashâbı, 15-20 gün Hudeybiye’de kaldılar, umre niyetiyle geldikleri için kurban kesip ihramdan çıktılar ve geri dönüş için hareket ettiler.
- Medine’ye dönüş yolunda bu antlaşma ile ilgili FETİH SURESİ indi.
- “Şüphesiz biz sana apaçık bir fetih verdik.” (Fetih / 1-5.)
- Hudeybiye Antlaşması ile:
- Kureyş’in Hayber Yahudileri ve Gatafân kabilesine karşı tarafsızlığı sağlanmış oluyordu.
- Hudeybiye dönüşünde Hayber üzerine sefer imkânı elde edildi.
- Kureyş’in Müslümanlara fiilî düşmanlığı sona erdi.
- Müslümanları tanımayan Kureyşli müşrikler, Müslümanları tanımış oldu.
- Müslüman ve müşrik kabilelerin Peygamberimizle iletişimi kolaylaştı.
- İslâm davetinin önü açılmış oldu.
- Müslümanların önündeki engelleri kaldırdı ve her tarafa yayılmak için yolları açmış oldu.
- Müslümanların aleyhine görünen bazı maddeler kısa sürede Müslümanların lehine dönmeye başladı:
NOT: Mekkeli EBÛ BASîR Müslüman oldu ve Medine’ye geldi. İki Mekkeli geri götürmek üzere geldi ve teslim aldı. Basîr, yolda kaçtı ve Kureyş ticaret yolu üzerinde bir yere yerleşti. Durum Mekke’den duyuldu. Müslüman olan diğer Mekkeliler de oraya yerleşmeye başladılar. Sayıları üç yüze ulaştı. Burada toplananlar Kureyş kervanlarının geçişini engellemeye başlayınca Mekkeliler “Mekke’den Medine’ye sığınan Müslümanların iadesi” şartının kaldırılmasını teklif ettiler.
UMRETÜ’L-KAZA
- Peygamberimiz HUDEYBİYE ANTLAŞMASI’ndan bir yıl sonra 2000 sahabî ile Mekke’ye gelip umreyi kaza etti. Buna UMRETÜ’L-KAZA denir. Bu kaza umresi sırasında müşrikler dağ ve tepelerden Müslümanları seyretmiş ve onların heybet ve zarafeti karşısında etkilenmiştir. Bu umre ile Mekkelilerin kalbi fethedilmişti.
- Kureyş ileri gelenlerinden HALîD B. VELîD, AMR B. ÂS, OSMAN B. TALHA bu ziyaretten sonra Medine’ye geldi ve Müslüman oldular.
ÖNEMLİ NOT: Burada yazılanlar şahsi kanaat ve kulaktan dolma bilgiler değildir. Kitaplardan çıkartılan özetlerdir.
KAYNAK:
HZ. MUHAMMED’İN HAYATI, PROF. DR. CASİM AVCI – MEVLANA İDRİS, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI;
TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ.