HZ. MUHAMMED’İN HAYATI BÖLÜM 8

(DİYANET KAYNAKLARINDAN ÖZET)

SELMÂN-I FÂRİSÎ KİMDİR?

  • İslâmiyet’i kabul eden İran asıllı ilk sahâbî.
  • Ebû Abdillâh Selmân el-Fârisî (ö. 36/656) 
  • Selmân el-Hayr, Selmân-ı Pâk veya Selmân el-Hakîm diye de anılmıştır. 
  • Selmân-ı Fârisî, Râmhürmüz’de doğdu ve ilk çocukluk yıllarını burada geçirdi.
  • Zengin ve itibarlı bir aileye mensuptu.
  • Oğlu Abdullah’tan torunu olan Abdurrahman, dedesinin Müslüman oluş kıssasını rivayet etmiştir. 
  • Mecûsî âteşkedesinde kutsal ateşin sönmemesini sağlamakla görevli iken yeni bir din arayışına girdi.
  • Ailesinin şiddetli muhalefetine rağmen Hıristiyanlığı benimseyip Dımaşk’a kaçtı.
  • Musul, Nusaybin ve Ammûriye’ye (Amorion) gitti.
  • Bir papaz, ölüm döşeğinde iken kendisine; İbrâhim Peygamberin Hanîf dini üzere gönderilecek son peygamberin geleceğini haber verdi.
  • Bir Arap tüccarıyla tanışan Selmân-ı Fârisî, onun kervanına katıldı.
  • Tüccar, onu bir Yahudiye köle olarak sattı.
  • Satın alan Yahudi de onu Medine’de yaşayan Benî Kurayza’ya mensup bir başka Yahudiye (Osman b. Eşhel) sattı.
  • Medine’yi görünce Ammûriyeli rahibin tarif ettiği şehre geldiğini anladı.
  • Hz. Peygamber’in Medine’ye doğru yola çıktığını ve Kubâ’ya geldiğini duyunca hemen oraya gitti ve rahipten öğrendiği nübüvvet alâmetlerinin kendisinde bulunduğunu görünce Müslüman oldu.
  • Bedir ve Uhud gazvelerine katılmamıştı.
  • Hendek’ten önce bedel olarak 300 hurma fidanı dikme işi Resûlullah’ın nezaretinde ashabın da yardımıyla gerçekleştirildi ve beytülmâlden 40 ukıyye ödenerek Selmân-ı Fârisî’nin azat edilmesi sağlandı.
  • Hz. Peygamber, Selmân-ı Fârisî ile Ebü’d-Derdâ’yı kardeş ilân etti.
  • Selmân-ı Fârisî, Hendek Gazvesi’ne ve ondan sonraki bütün savaşlara katıldı. 
  • Hendek Gazvesi sırasında bir hendek kazılmasını teklif etmesi ve hendek kazmadaki başarısı dolayısıyla ensar ve muhacirler Selmân-ı Fârisî’yi kendilerinden sayma konusunda ihtilâfa düşünce Resûlullah; “Selmân bizden, Ehl-i Beyt’tendir” dedi.
  • Hz. Ömer kendisine maaş bağladı. Selman bu maaşı sadaka olarak dağıttı.
  • Selmân’ın, Tâif’in fethi sırasında mancınık ve debbâbe kullanılmasını tavsiye ettiği ve bunların yapımını bizzat gerçekleştirdiği belirtilmektedir.
  • Selmân’ın Rumca ve İbrânîce öğrendiği, Farsların, Romalıların, Yahudi ve Hıristiyanların kutsal kitaplarını okuduğu rivayet edilmektedir. Bu sebeple onun hakkında “sâhibü’l-kitâbeyn” (Kur’an’ı ve Kitâb-ı Mukaddes’i iyi bilen) veya “önceki ve sonrakilerin ilmini öğrenmiş bitmez tükenmez bir umman” ifadeleri kullanılmıştır. 
  • Selmân, Hz. Peygamber’den hadis nakletmiştir.
  • Hz. Peygamber’in saçlarını tıraş etmesi sebebiyle berberlerin pîri sayılmıştır.

Râmhürmüz: İran’ın Huzistan Eyaleti’nde şehir.

Beytülmâl: Devlet hazinesi, devlete ait mal varlığının bütünü ve bununla ilgili idarî-malî kurum.

Debbâbe: Surlara yaklaşmakta yararlanılan bir tür zırhlı araç.

MEKKE’NİN FETHİ

  • Hudeybiye Barış Antlaşması’ndan daha iki yıl geçmeden Mekkeli müşrikler tarafından bozuldu.
  • Mekke çevresindeki Benî Bekir kabilesi ile Huzâalılar arasındaki kan davası Hudeybiye antlaşmasıyla ortadan kalkmıştı.
  • Benî Bekir kabilesi Kureyş ile, Huzâalılar Peygamberimizle ittifak kurmuştu.
  • Kureyşlilerden destek alan Benî Bekir, bir gece Huzâalılara baskın düzenledi. Kabile reisini ve bazı mensupları öldürdüler.
  • Peygamberimiz Kureyşlilere mektup gönderdi: Benî Bekir ile ittifaktan çekilmelerini veya öldürülen Huzâalılar için diyet ödemelerini istedi. Aksi hâlde antlaşmanın ihlali gerekçesiyle savaş açabileceklerini bildirdi.
  • Kureyşliler reddettiler. Antlaşmayı yenilemek üzere Ebû Süfyan’ı Medine’ye gönderdiler.
  • Ebû Süfyan bu girişimden olumsuz sonuç alıp Mekke’ye döndü.
  • Peygamberimiz de sefer kararı aldı. Kan dökmemek ve düşmanı hazırlıksız yakalamak için hazırlıklara başladı.
  • Müslüman kabilelere Medine’de toplanma çağrısı yaptı.
  • Kabilelerin orduya yol boyunca katılmasını istedi. Ordunun gerçek gücünü göstermek istemiyordu.
  • Medine-Mekke arasındaki geçitlere nöbetçiler yerleştirdi.
  • Medine’den çıkışı yasakladı.
  • Mekke’ye haber uçurmak isteyen biri, vahiy yoluyla Peygamberimize bildirildi ve sahabîler tarafından yakalandı.
  • Peygamberimiz ordusuyla birlikte 13 Ramazan 8 (4 Ocak 630) tarihinde Medine’den ayrıldı.
  • Mekke yakınındaki Merrüzzahrân’da konakladı.
  • İslâm ordusu yol boyunca katılanlarla 10.000 kişiye ulaşmıştı.
  • Peygamberimiz gece olunca her Müslümanın ateş yakmasını emretti.
  • 10.000 ateş müthiş bir etki yaratmıştı.
  • Mekke kapısına dayandılar.
  • Bunu duyan Kureyşliler paniğe kapıldı Ebû Süfyan başkanlığında bir heyet Peygamberimize geldi.
  • Heyeti karargâhında bir gece tutan Peygamberimiz onları Müslüman olmaya çağırdı.
  • Böyle bir orduyla savaşı göze alamayan Ebû Süfyan ve heyeti İslâm’ı kabul ederek Mekke’ye döndüler.
  • Ebû Süfyan Kâbe avlusunda Kureyşlilere Müslüman olduğunu ve teslim olmaktan başka çare olmadığını, herkesin Mescid-i Harâm’a veya kendi evine sığınmalarını tavsiye etti.
  • Bu, Mekke’nin teslim oluşuydu.
  • Peygamberimiz, başta Ebû Süfyan olmak üzere evine sığınanlara himaye hakkı verdi.
  • Mekkeliler Mescid-i Haram’ın içerisine ve evlerine dağıldılar.
  • Peygamberimiz dört koldan aynı anda Mekke’ye girilmesini planlıyordu.
  • Peygamberimiz komutanlarına; mecbur kalmadıkça savaşmayın, kaçanları takip etmeyin, yaralı ve esirleri öldürmeyin, Safâ tepesinde benimle buluşun dedi.
  • İlk önce sağ kol birliğinin kumandanlığını yapan Hâlid b. Velîd’in harekete geçmesini emretti.
  • Hâlid b. Velîd, Handeme dağının eteklerinde şehrin fethi sırasındaki tek mukavemeti kırdı.
  • Çatışmalarda Mekkelilerden on iki veya yirmi sekiz kişi ölmüş, Müslümanlardan ise iki veya üç kişi şehid olmuştu. 
  • Kumandanlığını Sa‘d b. Ubâde’nin yaptığı ensar birliği Mekke’nin batı tarafından, Zübeyr b. Avvâm’ın kumanda ettiği muhacirlerden oluşan sol kol birliği de kuzeyden şehre girdi. 
  • Hz. Peygamber Mekke’nin yukarı kısmından kuzeybatıdaki Ezâhir yolunu takip ederek Mekke’ye girip Hacûn’da konakladı ve diğer birliklerle Safâ tepesinde buluştu. Farklı rivayetler bulunmakla birlikte fethin 20 Ramazan 8 – 11 Ocak 630 tarihinde gerçekleştiği kabul edilmektedir.
  • Mekke fethedilmişti. Kimsenin onuru kırılmadan, çok kan dökülmeden…

FETİHTEN SONRA

Peygamberimiz:

  •  Mescid-i Harâm’a gitti. Hacerü’l-Esved’i selamladı, öptü. Kâbe’yi tavaf etti.
  • Tavaftan sonra bir konuşma yaptı. Mekke’nin harem olduğunu ve bunun devam edeceğini söyledi.
  • Kâbe ile ilgili sidâne ile sikâye dışındaki görevleri kaldırdı. Genel af ilan etti.
  • Silahları bırakıp evlerine dönenlerin emniyette olduğunu, esirlerin öldürülmeyeceğini duyurdu.
  • Peygamberimiz imkânı olmasına rağmen kendine yıllardır düşmanlık yapan Kureyşlileri affetmiş oldu.
  • Mekke Fetih günü; “Merhamet Günü” oldu.
  • Kimsenin malına canına dokunulmadı.
  • Esirler serbest bırakıldı.
  • Sadece on kadar kişi şiddetli düşmanlıkları nedeniyle affın dışında kaldı. Bunlardan yakalanan üçü öldürülmüş, İkrime b. Ebû Cehil gibi bir kısmı Mekke’den kaçmış, bir kısmı da sonradan affedilmiştir.
  • Kâbe’den bütün putlar temizlendi.
  • Peygamberimiz Kâbe’de iki rekat namaz kıldı.
  • Peygamberimiz Bilâl-i Habeşî’den Kâbe’nin damına çıkıp ezan okumasını istedi.
  • Ezan okunduktan sonra Kureyşliler Peygamberimize gelerek Müslüman olmaya başladılar.
  • Fetih sonrası konuşmasında Peygamberimiz Allah’ın varlığı ve birliği üzerinde durdu.
  • Faiz, kan ve mal davalarının kaldırıldığını belirtti.
  • Birtakım hukukî konuları açıkladı.
  • Cahiliyye dönemi kibrinin ve atalarla övünmenin de kaldırıldığını, herkesin Âdem’in nesli olduğunu ve topraktan yaratıldığını söyledi.
  • Peygamberimiz “Allah katında en iyiniz, takva sahibi olanınızdır.” dedi.
  • Peygamberimiz bazı sahabîleri şehrin çevresindeki putları yıkmakla görevlendirdi.
  • Kabileleri İslâm’a davet etmek üzere sahabîler kumandasında seriyyeler düzenledi.
  • Bir süre sonra Attâb b. Esîd’i Mekke’ye vali tayin etti.
  • Muâz b. Cebel’i yeni Müslüman olanlara Kur’ân’ı ve dinî esasları öğretmekle görevlendirdi.
  • Resûl-i Ekrem Mekke’de kaldığı sürede Hacûn’da kurulan çadırda ikamet etti. 
  • Peygamberimiz, Mekke’nin fethiyle birlikte Medine’ye hicretin sona erdiğini ve bir zorunluluk olmaktan çıktığını belirterek muhacirlerle beraber Medine’ye döndü.

Müşriklere Son Çağrı

  • Fetihle birlikte pek çok kişi İslâm’ı kabul etmişti.
  • Ama hâlâ putperest inançlarını sürdürenler vardı.
  • Hicretin 9. Yılında hac farz olduğunda henüz İslâm’a girmeyen müşriklerin de hacca geleceğini bilen Peygamberimiz, Kâbe’yi çıplak tavaf edeceklerini bildiğinden o yıl bizzat hacca gitmemişti.
  • Hz. Ebû Bekir’i hac emiri olarak görevlendirdi.
  • Hz. Ebû Bekir 300 hacı adayıyla Mekke’ye hareket etti.
  • Kısa bir süre sonra TEVBE suresinin müşriklerle daha önce yapılmış olan antlaşmaları konu alan ilk ayetleri nazil oldu.
  • Bunun üzerine Peygamberimiz bazı hükümleri bildirmesi için Hz. Ali’yi Mekke’ye gönderdi.
  • Hz. Ali yolda Hz. Ebû Bekir’e yetişti ve durumu anlattı.
  • Hz. Ali bayramın birinci günü MİNÂ’da Tevbe suresinin ilk ayetlerini okudu. 

Ve dört maddelik hükmü ilan etti:

  1. Müşrikler bu seneden sonra Kâbe’ye yaklaştırılmayacaktır.
  2. Kâbe’yi çıplak tavaf etmek yasaklanmıştır.
  3. Müminlerden başkası cennete giremeyecektir.
  4. Önceki antlaşmalar süresi bitene kadar bozulmayacak, süre bitince Müslüman olmadıkları takdirde can güvenlikleri kalkacaktır.
  • Bu son çağrı etkisini göstermişti.
  • Müşrik kabilelerin tamamı Müslüman oldu.
  • Arap yarımadasında putperestlik tamamen ortadan kalktı.
  • Kâbe yalnızca TEVHİD inancına sahip Müslümanlara tahsis edilmiş oldu.
  • Tevbe suresinin 29. Ayetiyle de başta Ehl-i kitap olmak üzere “diğer din mensuplarına cizye ödemeleri şartıyla can ve mal güvencesi sağlanması ve kendi dinlerinde kalma hürriyeti” verilmesi şeklinde TEMEL İSLÂMî ANLAYIŞ uygulamaya koyuldu.

Sidâne: Kâbe’nin bakımı, kapısının ve anahtarlarının muhafazası görevi.

Sikâye: Mekke’de zemzemle ve su işleriyle ilgili görev.

Seriyye: Hz. Peygamber’in bizzat katılmayıp görevlendirdiği kumandanlarla sevk ve idare ettiği sefer.

ÖNEMLİ NOT: Burada yazılanlar şahsi kanaat ve kulaktan dolma bilgiler değildir. Kitaplardan çıkartılan özetlerdir.

KAYNAK:

HZ. MUHAMMED’İN HAYATI, PROF. DR. CASİM AVCI – MEVLANA İDRİS, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI;

TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ.

https://kuran.diyanet.gov.tr

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: