(DİYANET KAYNAKLARINDAN ÖZET)

SELMÂN-I FÂRİSÎ KİMDİR?
- İslâmiyet’i kabul eden İran asıllı ilk sahâbî.
- Ebû Abdillâh Selmân el-Fârisî (ö. 36/656)
- Selmân el-Hayr, Selmân-ı Pâk veya Selmân el-Hakîm diye de anılmıştır.
- Selmân-ı Fârisî, Râmhürmüz’de doğdu ve ilk çocukluk yıllarını burada geçirdi.
- Zengin ve itibarlı bir aileye mensuptu.
- Oğlu Abdullah’tan torunu olan Abdurrahman, dedesinin Müslüman oluş kıssasını rivayet etmiştir.
- Mecûsî âteşkedesinde kutsal ateşin sönmemesini sağlamakla görevli iken yeni bir din arayışına girdi.
- Ailesinin şiddetli muhalefetine rağmen Hıristiyanlığı benimseyip Dımaşk’a kaçtı.
- Musul, Nusaybin ve Ammûriye’ye (Amorion) gitti.
- Bir papaz, ölüm döşeğinde iken kendisine; İbrâhim Peygamberin Hanîf dini üzere gönderilecek son peygamberin geleceğini haber verdi.
- Bir Arap tüccarıyla tanışan Selmân-ı Fârisî, onun kervanına katıldı.
- Tüccar, onu bir Yahudiye köle olarak sattı.
- Satın alan Yahudi de onu Medine’de yaşayan Benî Kurayza’ya mensup bir başka Yahudiye (Osman b. Eşhel) sattı.
- Medine’yi görünce Ammûriyeli rahibin tarif ettiği şehre geldiğini anladı.
- Hz. Peygamber’in Medine’ye doğru yola çıktığını ve Kubâ’ya geldiğini duyunca hemen oraya gitti ve rahipten öğrendiği nübüvvet alâmetlerinin kendisinde bulunduğunu görünce Müslüman oldu.
- Bedir ve Uhud gazvelerine katılmamıştı.
- Hendek’ten önce bedel olarak 300 hurma fidanı dikme işi Resûlullah’ın nezaretinde ashabın da yardımıyla gerçekleştirildi ve beytülmâlden 40 ukıyye ödenerek Selmân-ı Fârisî’nin azat edilmesi sağlandı.
- Hz. Peygamber, Selmân-ı Fârisî ile Ebü’d-Derdâ’yı kardeş ilân etti.
- Selmân-ı Fârisî, Hendek Gazvesi’ne ve ondan sonraki bütün savaşlara katıldı.
- Hendek Gazvesi sırasında bir hendek kazılmasını teklif etmesi ve hendek kazmadaki başarısı dolayısıyla ensar ve muhacirler Selmân-ı Fârisî’yi kendilerinden sayma konusunda ihtilâfa düşünce Resûlullah; “Selmân bizden, Ehl-i Beyt’tendir” dedi.
- Hz. Ömer kendisine maaş bağladı. Selman bu maaşı sadaka olarak dağıttı.
- Selmân’ın, Tâif’in fethi sırasında mancınık ve debbâbe kullanılmasını tavsiye ettiği ve bunların yapımını bizzat gerçekleştirdiği belirtilmektedir.
- Selmân’ın Rumca ve İbrânîce öğrendiği, Farsların, Romalıların, Yahudi ve Hıristiyanların kutsal kitaplarını okuduğu rivayet edilmektedir. Bu sebeple onun hakkında “sâhibü’l-kitâbeyn” (Kur’an’ı ve Kitâb-ı Mukaddes’i iyi bilen) veya “önceki ve sonrakilerin ilmini öğrenmiş bitmez tükenmez bir umman” ifadeleri kullanılmıştır.
- Selmân, Hz. Peygamber’den hadis nakletmiştir.
- Hz. Peygamber’in saçlarını tıraş etmesi sebebiyle berberlerin pîri sayılmıştır.
Râmhürmüz: İran’ın Huzistan Eyaleti’nde şehir.
Beytülmâl: Devlet hazinesi, devlete ait mal varlığının bütünü ve bununla ilgili idarî-malî kurum.
Debbâbe: Surlara yaklaşmakta yararlanılan bir tür zırhlı araç.
MEKKE’NİN FETHİ
- Hudeybiye Barış Antlaşması’ndan daha iki yıl geçmeden Mekkeli müşrikler tarafından bozuldu.
- Mekke çevresindeki Benî Bekir kabilesi ile Huzâalılar arasındaki kan davası Hudeybiye antlaşmasıyla ortadan kalkmıştı.
- Benî Bekir kabilesi Kureyş ile, Huzâalılar Peygamberimizle ittifak kurmuştu.
- Kureyşlilerden destek alan Benî Bekir, bir gece Huzâalılara baskın düzenledi. Kabile reisini ve bazı mensupları öldürdüler.
- Peygamberimiz Kureyşlilere mektup gönderdi: Benî Bekir ile ittifaktan çekilmelerini veya öldürülen Huzâalılar için diyet ödemelerini istedi. Aksi hâlde antlaşmanın ihlali gerekçesiyle savaş açabileceklerini bildirdi.
- Kureyşliler reddettiler. Antlaşmayı yenilemek üzere Ebû Süfyan’ı Medine’ye gönderdiler.
- Ebû Süfyan bu girişimden olumsuz sonuç alıp Mekke’ye döndü.
- Peygamberimiz de sefer kararı aldı. Kan dökmemek ve düşmanı hazırlıksız yakalamak için hazırlıklara başladı.
- Müslüman kabilelere Medine’de toplanma çağrısı yaptı.
- Kabilelerin orduya yol boyunca katılmasını istedi. Ordunun gerçek gücünü göstermek istemiyordu.
- Medine-Mekke arasındaki geçitlere nöbetçiler yerleştirdi.
- Medine’den çıkışı yasakladı.
- Mekke’ye haber uçurmak isteyen biri, vahiy yoluyla Peygamberimize bildirildi ve sahabîler tarafından yakalandı.
- Peygamberimiz ordusuyla birlikte 13 Ramazan 8 (4 Ocak 630) tarihinde Medine’den ayrıldı.
- Mekke yakınındaki Merrüzzahrân’da konakladı.
- İslâm ordusu yol boyunca katılanlarla 10.000 kişiye ulaşmıştı.
- Peygamberimiz gece olunca her Müslümanın ateş yakmasını emretti.
- 10.000 ateş müthiş bir etki yaratmıştı.
- Mekke kapısına dayandılar.
- Bunu duyan Kureyşliler paniğe kapıldı Ebû Süfyan başkanlığında bir heyet Peygamberimize geldi.
- Heyeti karargâhında bir gece tutan Peygamberimiz onları Müslüman olmaya çağırdı.
- Böyle bir orduyla savaşı göze alamayan Ebû Süfyan ve heyeti İslâm’ı kabul ederek Mekke’ye döndüler.
- Ebû Süfyan Kâbe avlusunda Kureyşlilere Müslüman olduğunu ve teslim olmaktan başka çare olmadığını, herkesin Mescid-i Harâm’a veya kendi evine sığınmalarını tavsiye etti.
- Bu, Mekke’nin teslim oluşuydu.
- Peygamberimiz, başta Ebû Süfyan olmak üzere evine sığınanlara himaye hakkı verdi.
- Mekkeliler Mescid-i Haram’ın içerisine ve evlerine dağıldılar.
- Peygamberimiz dört koldan aynı anda Mekke’ye girilmesini planlıyordu.
- Peygamberimiz komutanlarına; mecbur kalmadıkça savaşmayın, kaçanları takip etmeyin, yaralı ve esirleri öldürmeyin, Safâ tepesinde benimle buluşun dedi.
- İlk önce sağ kol birliğinin kumandanlığını yapan Hâlid b. Velîd’in harekete geçmesini emretti.
- Hâlid b. Velîd, Handeme dağının eteklerinde şehrin fethi sırasındaki tek mukavemeti kırdı.
- Çatışmalarda Mekkelilerden on iki veya yirmi sekiz kişi ölmüş, Müslümanlardan ise iki veya üç kişi şehid olmuştu.
- Kumandanlığını Sa‘d b. Ubâde’nin yaptığı ensar birliği Mekke’nin batı tarafından, Zübeyr b. Avvâm’ın kumanda ettiği muhacirlerden oluşan sol kol birliği de kuzeyden şehre girdi.
- Hz. Peygamber Mekke’nin yukarı kısmından kuzeybatıdaki Ezâhir yolunu takip ederek Mekke’ye girip Hacûn’da konakladı ve diğer birliklerle Safâ tepesinde buluştu. Farklı rivayetler bulunmakla birlikte fethin 20 Ramazan 8 – 11 Ocak 630 tarihinde gerçekleştiği kabul edilmektedir.
- Mekke fethedilmişti. Kimsenin onuru kırılmadan, çok kan dökülmeden…
FETİHTEN SONRA
Peygamberimiz:
- Mescid-i Harâm’a gitti. Hacerü’l-Esved’i selamladı, öptü. Kâbe’yi tavaf etti.
- Tavaftan sonra bir konuşma yaptı. Mekke’nin harem olduğunu ve bunun devam edeceğini söyledi.
- Kâbe ile ilgili sidâne ile sikâye dışındaki görevleri kaldırdı. Genel af ilan etti.
- Silahları bırakıp evlerine dönenlerin emniyette olduğunu, esirlerin öldürülmeyeceğini duyurdu.
- Peygamberimiz imkânı olmasına rağmen kendine yıllardır düşmanlık yapan Kureyşlileri affetmiş oldu.
- Mekke Fetih günü; “Merhamet Günü” oldu.
- Kimsenin malına canına dokunulmadı.
- Esirler serbest bırakıldı.
- Sadece on kadar kişi şiddetli düşmanlıkları nedeniyle affın dışında kaldı. Bunlardan yakalanan üçü öldürülmüş, İkrime b. Ebû Cehil gibi bir kısmı Mekke’den kaçmış, bir kısmı da sonradan affedilmiştir.
- Kâbe’den bütün putlar temizlendi.
- Peygamberimiz Kâbe’de iki rekat namaz kıldı.
- Peygamberimiz Bilâl-i Habeşî’den Kâbe’nin damına çıkıp ezan okumasını istedi.
- Ezan okunduktan sonra Kureyşliler Peygamberimize gelerek Müslüman olmaya başladılar.
- Fetih sonrası konuşmasında Peygamberimiz Allah’ın varlığı ve birliği üzerinde durdu.
- Faiz, kan ve mal davalarının kaldırıldığını belirtti.
- Birtakım hukukî konuları açıkladı.
- Cahiliyye dönemi kibrinin ve atalarla övünmenin de kaldırıldığını, herkesin Âdem’in nesli olduğunu ve topraktan yaratıldığını söyledi.
- Peygamberimiz “Allah katında en iyiniz, takva sahibi olanınızdır.” dedi.
- Peygamberimiz bazı sahabîleri şehrin çevresindeki putları yıkmakla görevlendirdi.
- Kabileleri İslâm’a davet etmek üzere sahabîler kumandasında seriyyeler düzenledi.
- Bir süre sonra Attâb b. Esîd’i Mekke’ye vali tayin etti.
- Muâz b. Cebel’i yeni Müslüman olanlara Kur’ân’ı ve dinî esasları öğretmekle görevlendirdi.
- Resûl-i Ekrem Mekke’de kaldığı sürede Hacûn’da kurulan çadırda ikamet etti.
- Peygamberimiz, Mekke’nin fethiyle birlikte Medine’ye hicretin sona erdiğini ve bir zorunluluk olmaktan çıktığını belirterek muhacirlerle beraber Medine’ye döndü.
Müşriklere Son Çağrı
- Fetihle birlikte pek çok kişi İslâm’ı kabul etmişti.
- Ama hâlâ putperest inançlarını sürdürenler vardı.
- Hicretin 9. Yılında hac farz olduğunda henüz İslâm’a girmeyen müşriklerin de hacca geleceğini bilen Peygamberimiz, Kâbe’yi çıplak tavaf edeceklerini bildiğinden o yıl bizzat hacca gitmemişti.
- Hz. Ebû Bekir’i hac emiri olarak görevlendirdi.
- Hz. Ebû Bekir 300 hacı adayıyla Mekke’ye hareket etti.
- Kısa bir süre sonra TEVBE suresinin müşriklerle daha önce yapılmış olan antlaşmaları konu alan ilk ayetleri nazil oldu.
- Bunun üzerine Peygamberimiz bazı hükümleri bildirmesi için Hz. Ali’yi Mekke’ye gönderdi.
- Hz. Ali yolda Hz. Ebû Bekir’e yetişti ve durumu anlattı.
- Hz. Ali bayramın birinci günü MİNÂ’da Tevbe suresinin ilk ayetlerini okudu.
Ve dört maddelik hükmü ilan etti:
- Müşrikler bu seneden sonra Kâbe’ye yaklaştırılmayacaktır.
- Kâbe’yi çıplak tavaf etmek yasaklanmıştır.
- Müminlerden başkası cennete giremeyecektir.
- Önceki antlaşmalar süresi bitene kadar bozulmayacak, süre bitince Müslüman olmadıkları takdirde can güvenlikleri kalkacaktır.
- Bu son çağrı etkisini göstermişti.
- Müşrik kabilelerin tamamı Müslüman oldu.
- Arap yarımadasında putperestlik tamamen ortadan kalktı.
- Kâbe yalnızca TEVHİD inancına sahip Müslümanlara tahsis edilmiş oldu.
- Tevbe suresinin 29. Ayetiyle de başta Ehl-i kitap olmak üzere “diğer din mensuplarına cizye ödemeleri şartıyla can ve mal güvencesi sağlanması ve kendi dinlerinde kalma hürriyeti” verilmesi şeklinde TEMEL İSLÂMî ANLAYIŞ uygulamaya koyuldu.
Sidâne: Kâbe’nin bakımı, kapısının ve anahtarlarının muhafazası görevi.
Sikâye: Mekke’de zemzemle ve su işleriyle ilgili görev.
Seriyye: Hz. Peygamber’in bizzat katılmayıp görevlendirdiği kumandanlarla sevk ve idare ettiği sefer.
ÖNEMLİ NOT: Burada yazılanlar şahsi kanaat ve kulaktan dolma bilgiler değildir. Kitaplardan çıkartılan özetlerdir.
KAYNAK:
HZ. MUHAMMED’İN HAYATI, PROF. DR. CASİM AVCI – MEVLANA İDRİS, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI;
TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ.