(DİYANET KAYNAKLARINDAN ÖZET)
PEYGAMBERİMİZİN VEFATI
- Peygamberimiz Veda Haccı’nı yapıp Medine’ye döndükten sonra sağlığı bozuldu.
- Bu süreçte UHUD şehidlerini ziyaret etti.
- Bir gece evinden çıktı CENNETÜ’L_BAKî mezarlığına gitti ve orada yatanlara Allah’tan mağfiret dileyip evine döndü.
- CENNETÜ’L-BAKî: Medine’de Müslümanların kurduğu ilk mezarlık. Hz. Peygamber tarafından mezarlık olarak kullanılmasına karar verilmeden önce Bakī‘ “garkad” adı verilen bir tür çalılıkla kaplı bir yerdi. Peygamberimiz ashabından vefat edenlerin defnedilmesi için bir yer arayarak Bakī‘ mevkiini mezarlık olarak kararlaştırdı. Hz. Âişe’nin rivayetine göre Resûlullah zaman zaman Cennetü’l-bakī‘a gider ve orada medfun bulunanlara dua ederdi. Bazı cenaze namazlarını burada kıldırırdı. Habeşistan hükümdarı Ashame’nin gıyabî cenaze namazını da Bakī‘da kıldırmıştı. Bazan ordularını buradan sefere uğurlardı.
- Aynı gün Yemen’de Mezhic kabilesine mensup ESVED EL-ANSî peygamberlik iddiasıyla ortaya çıktı.
- ESVED, 600 kadar süvari kuvvetiyle SAN’A üzerine yürüdü. Burada Müslüman vali BÂZÂN’ın oğlu ŞEHR’i öldürdü ve karısı AZAD’la zorla evlenip bölgeye hâkim oldu.
- Peygamberimiz bölgenin valileri ile ileri gelenlerine onun ortadan kaldırılması için mektup gönderdi.
- ESVED, AZAD’ın da yardımıyla öldürüldü.
- Medine’ye heyet gönderen Benî Hanîfe kabilesinin lideri MÜSEYLİMETÜLEZZÂB, heyetin YEMÂME’ye dönüşünde irtidad ederek, peygamberlik iddia etmeye başladı.
- İRTİDAD: Bir Müslümanın İslâm dininden çıkması anlamında fıkıh terimi.
- Peygamberimiz bir mektup göndererek onu yeniden İslâm’a davet etti.
- MÜSEYLİME cevabî mektubunda Peygamberimize ortaklık teklif etti ve yeryüzünün yarsının kendisine yarısının da Kureyş’e ait olduğu iddiasında bulundu.
- Peygamberimiz cevabında ise yeryüzünün ALLAH’A ait olduğunu, ona kullarından dilediğini varis kılacağını bildirdi.
- MÜSEYLİME, Hz. EBÛ BEKİR’in halifeliği döneminde ortadan kaldırıldı.
- Peygamberimiz zaman zaman baş ağrısı yaşamaya başlamıştı. Yüksek ateşi de vardı. Hastalığında yakınlarının yardımıyla Mescid-i Nebevî’ye gelip namaz kıldırıyordu.
- Bir gün minbere çıktı “Allah kulunu dünya ile kendisine kavuşmak arasında muhayyer kıldı ve kulu da ona kavuşmayı tercih etti.” buyurdu.
- Söz konusu kulun Hz. Muhammed (sav) olduğunu anlayan Hz. Ebû Bekir “Anam babam sana feda olsun ya Resûlallah!” diyerek ağlamaya başladı.
- Peygamberimiz onu sakinleştirdi. Birlikte hareket edilmesi konusunda bazı nasihatlerde bulundu. Kimin kendisine hakkı geçmişse gelip almasını istedi. Kul hakkı, borçların zamanında ödenmesi ve kabrinin tapınak hâline getirilmemesi gibi konularda uyarılarda bulundu.
- Peygamberimizin kızı Hz. Fâtıma ve halası Safiyye’ye şu vasiyeti dikkat çekicidir:
“Allah katında değer taşıyan güzel işler yapınız. Yoksa helal haram konularında Allah’ın sorgusundan ben sizi kurtaramam.”
- Peygamberimiz son günlerini Hz. Âişe’nin yanında geçirdi.
- Vefatına üç gün kala hastalığı ağırlaşınca namazları Hz. Ebû Bekir’in kıldırmasını emretti.
- Kendini iyi hissettiği bir sırada Hz. Ali ve Fazl b. Abbas’ın yardımıyla mescide gitti.
- Halka namaz kıldırmakta olan Hz. Ebû Bekir mihrabı kendisine bırakmak isteyince devam etmesini işaret etti ve yanında namaza durdu.
- Vefat ettiği günün sabah namazından sonra Hz. Ebû Bekir kendisini ziyaret etti. Hastalığının hafiflediğini görünce izin isteyip evine gitti.
- Peygamberimizin durumu birden ağırlaştı.
- Hz. Âişe’nin söylediğine göre Resulullah vefat etmeden önce hafif bir sesle:
“LÂ İLÂHE İLLALLAH, RUH TESLİMİ NE ZOR ŞEYMİŞ!” dedi.
- Hz. Âişe’nin kolları arasında “MAA’R-REFîKİ’L-A’L”, “EN YÜCE DOSTA” sözüyle ruhunu teslim etti. (13 REBîÜLEVVEL 11 / 8 HAZİRAN 632)
- Peygamberimizin vefatı Müslümanları derinden üzmüştü.
- Hz. Ebû Bekir Peygamberimizin naaşının yanına geldi. Yüzündeki örtüyü kaldırıp öptü ve “Anam babam sana feda olsun ey Allah’ın elçisi! Sağlığında güzeldin, ölümünde de güzelsin.” dedi.
- Ardından Hz. Ebû Bekir sahabileri sakinleştirici bir konuşma yaptı.
“Ey İnsanlar! Muhammed’e tapan biri varsa bilsin ki Muhammed ölmüştür. Kim de Allah’a tapıyorsa bilsin ki, O ölümsüzdür.”
Sonra da şu ayeti okudu:
“Muhammed sadece bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçmiştir. O ölür veya öldürülürse gerisin geriye mi döneceksiniz? Şunu da bilin ki geriye dönecek kimse Allah’a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, takdirine rıza gösterenlerin mükâfatını verir.” (Âl-i İmrân Suresi, 3/144)
- Peygamberimizin cenazesi, amcası Abbas’ın oğulları Fazl ve Kusem ile Üsâme b. Zeyd’in yardımıyla HZ. ALİ tarafından Salı günü yıkandı ve bulunduğu odada muhafaza edildi.
- Cenaze namazı cemaatle kılınmadı. Önce erkekler, ardından kadınlar, daha sonra da çocuklar cenazenin bulunduğu yere sığabilecek gruplar hâlinde girip tek başlarına kıldılar.
- Naaşı, vefat ettiği yerde kazılan bir mezara Hz. Ali, Fazl, Kusem ve Üsâme tarafından indirildi.
- Peygamberimizden geriye çok mütevazı bir miras kalmıştır.
- Peygamberimiz “Biz peygamberler zümresi miras bırakmayız. Bizim geride bıraktığımız her türlü servet sadakadır.” buyurmuştur.
- Geride beyaz bir katır, silahları ve bir miktar arazisi kalmıştı.
- Arazilerinin gelirinin ailesi için harcanmasını ve kalanının devlet hazinesine devredilmesini emretmişti.
- Ölmeden kısa bir süre önce bununla Allah’ın huzuruna çıkmaktan haya edeceğini söyleyerek 7 dirheminin fakirlere dağıtılmasını istemişti.
- Bir zırh da borcu karşılığında bir Yahudi’nin elinde rehindi.
- Peygamberimiz bütün çağlarda bütün insanlar için çok önemli iki miras bıraktı: KURAN VE SÜNNET.
ÖNEMLİ NOT: Burada yazılanlar şahsi kanaat ve kulaktan dolma bilgiler değildir. Kitaplardan çıkartılan özetlerdir.
KAYNAK:
HZ. MUHAMMED’İN HAYATI, PROF. DR. CASİM AVCI – MEVLANA İDRİS, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI YAYINLARI;
TÜRKİYE DİYANET VAKFI İSLAM ANSİKLOPEDİSİ.
Fikirhâne 